Yalnızlık

Üzerine kıvılcım damlamamış taze bir yaz akşamı

Üzerine kıvılcım damlamamış taze bir yaz akşamındaydı. Hava alabildiğine kapalı. Hafif bir rüzgar esiyor. Üzerinde alev yok. Sıcaklığı kalmamış bir yaz akşamı yaşıyordu.

İçi titriyordu. Yalnızdı çünkü. Gece yarısını geçeli çok olmuştu. Sigarasının dumanındaki sıcaklığı çekiyor içine ısıtmak için kendini. Ama üşüyordu yine de içi. İçinde gecenin kırılganlığı barınıyordu. Korkmuyor, ama içinde de korkuyla özdeş garip bir his vardı. Yaşamanın tadına varamıyordu hiç bir an. “Yıldızlarda yok bu gece. Bakıp da düş kurayım. Görüp de içimi ısıtayım. Parlayan damlalar üşüşsün gözbebeklerimin üzerine.” Diye mırıldandı içinden. “Yalnızım. Kendi başıma düşsüz bir gecede boğuluyorum. Görmüyor kimse içimi. Çünkü yalnızım. Koca dünyada kendimi bu kadar yalnız hissetmek ne kötü. Yalnızlık sessiz bir gecede kendini avutmak olmamalı. Özlediğin bir sevdayı içine çeker gibi yaşamak. Hiçbir baskıya aldırmadan özgürlüğün tadında yaşamak bir gün bile olsa da yaşamak” diye düşünürken sabah ışıkları usulca saklandıkları yerden çıkıyordu.

Yorgun argın gökyüzüne bakarken gözleri takıldı bir güvercinin uçuşundaki telaşa. Kuşcağızın ne yaptığını bilmez tavırlarla sağa sola uçuşunu izliyordu umarsızca. Kendisini düşündü güvercinin yerinde. Sağa sola koşuştururken hayatında istediklerini yapamamanın hüznü kaplıyordu beynini, uçan güvercine bakarken.

Comments

Popular posts from this blog

Hayattan Damlayan Menevişler

Çocuksuz Dünya

Bilimin Geleceğimizdeki Etkisi...